Yeni Akit yazarı: 'Dindarlar çizilen arabalarını, dert ettikleri kadar Allah'ın dinini dert edinmiyorlar…'

Yeni Akit Yazarı Ali Osman Aydın, bugünkü köşesinde dindarları eleÅŸtirdi. son zamanlarda toplumun reaksiyon gösterdiÄŸi iki önemli konuda dindarların tepkisiz kaldığını belirten Aydın, "Maalesef bu ülkede dindarlar çizilen arabalarını, ticaretlerini, siyasetlerini dert ettikleri kadar Allah'ın dinini dert edinmiyorlar…" dedi.

İşte Aydın'ın yazısının ilgili bölümü:

NUR YERLÄ°TAÅž VAKASI

Stil Programlarının modacılığıyla maruf bir jüri üyesi ne söylediÄŸi anlaşılmaz bir biçimde “Ne yapayım Allah Allah! Åžehitler, mehitler, aman yeter!" deyince ÅŸehit dernekleri baÅŸta olmak üzere bazı kesimler haklı olarak tepki gösterdiler. Fakat en ciddi tepkilerden biri ise popüler kültürün ikonalarından popçu bir bayan tarafından verildi. Bayan, ‘jüri üyesiyle ilgili suç duyurusunda bulunduÄŸunu' dahası ‘hangi kanal ya da firma onunla çalışırsa onları da dava edeceÄŸini' söyledi. Durum tamamen reklam olabilir ama olmayabilir de, bilemeyiz…

ROK SKANDALI

DiÄŸer tutum ise “Beyaz Futbol”da patlak veren ROK skandalıyla alakalı. Özellikle BoÅŸnak kökenli insanlar programda yapılan olaÄŸanüstü terbiyesizliÄŸe son derece kararlı bir reaksiyon gösterdiler. Ne kanal ne de gazete bu tepkinin önünde durabilirdi. Mesele çok nazikti çünkü. Sonuç, ROK aforoz edildi.

DÄ°NDARLAR BENCÄ°LLEÅžTÄ°

Beni düşündüren bu ve benzeri toplumsal konularda tepkinin hep başka yerlerden yükselmesi ve özellikle dindarların meselenin hiçbir tarafında yer almamaları. Oysa her zaman ve toplumda çözülmelerle ilgili ilk itiraz hep dinden gelmez mi? Bu tepkisizlik, dindarların her geçen gün daha da bencilleştiğini, vurdumduymazlaştığını ortaya koymuyor mu?

Düşünün... Kanaat önderi gibi davranan pek çok Ak Partili siyasi var deÄŸil mi? Åžehitlerle ilgili programlar yapan, “Sosyal BelediyeciliÄŸi” dilinden düşürmeyen bir sürü belediye baÅŸkanı var. Namazı bozan ÅŸeyler, cennet ve huriler söz konusu olunca ekranlardan inmeyen Hoca Efendiler var. Sonra, sivil toplum kuruluÅŸları var futbolla ilgili bile konuÅŸan… Ama konu ahlaki çürüme olunca nedense kimseden “çıt” çıkmıyor bu memlekette!

MESELELERÄ° BEÅžTEPE'YE HAVALE ETMENÄ°N KAYITSIZLIÄžI...

Ä°nsanlar meselelerini BeÅŸtepe'ye havale etmenin kayıtsızlığıyla olan biteni uzaktan izlemekle yetiniyorlar anlaşılan. Sanki bu meseleler Fransızların, Ä°ngilizlerinmiÅŸ gibi bir vurdumduymazlık sergileniyor. Allah'ın dinine, toplumun deÄŸerlerine her gün aralıksız saldırılıyor ama ülke dindarlarından en küçük bir tepki, bir tavır bile görülmüyor. Aksine, saldırganlara sempati besleniyor, onların ÅŸarkıları dinleniyor, programları seyrediliyor, gazeteleri okunuyor ve dizileri izleniyor… Yani düşmanla iÅŸbirliÄŸi yapılıyor… Biz, “Televizyon ve internet negatif yayınlarıyla gençlerimizi zehirliyor.” diyoruz; muhafazakar insanlar ise attıkları mesajlarda sıkılmadan konuyu “Sen de izleme kardeÅŸim” e getiriyorlar. Sanki din münferit kurtuluÅŸu öneriyormuÅŸ gibi… Oysa ailemiz, komÅŸularımız, akrabalarımız ve toplum izledikten sonra bizim kiÅŸisel olarak kaçınmamızın ne anlamı var?.. Bu tablo da gösteriyor ki maalesef bu ülkede dindarlar çizilen arabalarını, ticaretlerini, siyasetlerini dert ettikleri kadar Allah'ın dinini dert edinmiyorlar… Tek başına bu bile yeterli bir beladır…